• ivan reitman'ın oğlu,1977 doğumlu yönetmen. bugüne kadar 7 film yönetmiş, bunların senaryolarını da yazmıştır. ayrıca dış kapının mandalı gibi rollerde oyunculuğunu gösterme şansı da elde etmiştir.*
  • 67. altin kurelerde james cameron en iyi film odulu icin sahneye yururken ne kadar bozuldugunu sakla(ya)mamis kisidir.
  • iyi adam, güzel filmler yapıyor falan eyvallah da öyle bir hava var ki etrafında sanırsın yeni spielberg, scorsese gelmiş. up in the air mesela, gayet güzel hoş bir film de en baba dallarda 6 oscar adaylığı, keza bazıları kazanılan bafta, golden globe adaylıkları alacak bir film asla değil. juno da keza böyleydi. hani nedir abi bu, hani baksan gayet yıllardır dönen formüllere dayalı bir sinema anlayışı var vatandaşın. anladık hollywood feci bir yaratıcılık sıkıntısı içerisinde eyvallah da, bu kadarı da olmasın be. "hoş filmler çeken gelecek vaadeden yönetmen" profilinde birisi olması gerekirken yaptığı son 2 film 10 oscar adayı olmuş, kendisi tek başına 4 oscar adaylığı kapmış bir insan oluverdi bir anda. bu kadar pompalanmaz bir insan, ki adamı da sevdiğimden ekstra sinirleniyorum duruma.
  • kevin smith hayranı, babasının oğlu. kevin smith ile karşılaştığında enteresan bir muhabbet geçmiş aralarında;

    j.reitman: you're one of the reasons i became a director
    k.smith: you were on the set of ghostbusters and i'm the reason you wanted to become a director?
  • çocukluğunda ghostbusters’ın setinde yatıp kalkan ve aileden sinemacı olan müthiş yönetmen. up in the air ile farkını ortaya koymuştur.

    hayallerinin peşinden giden bir adam...
  • up in the air ve juno gibi iki mükemmel filme imza atmış genç yönetmen. * 10 sene sonraki filmlerini düşünmek bile heyecan verici. sinema için büyük bir kazanç.
  • futbol sahnesindeki baba oğul hikayelerinden maldini hikayesini kendisine örnek almış iyi yönetmen.
  • son yıllarda hangi filme aşık olsam altında imzası olan yönetmen. bayıldığım diablo cody ile olan işbirliği, canlı okuma seansları ve harika hikaye anlatımıyla favorilerimden kendisi.

    “ghostbusters” filmlerinin yönetmeni ivan reitman’ın oğlu olan ve 1977 yılında dünyaya gelen jason reitman, filmografisinde ortalamanın altı film barındırmayan ender yönetmenlerden biri olmasıyla dikkat çekiyor.

    kanada doğumlu yönetmen sektörün önde gelen isimlerinden birinin oğlu olmanın avantajını çok iyi kullanmayı başardı. babasının filmlerinde küçük rollerde görünen ve prodüksiyon asistanlığı yapan reitman, 20’li yaşlarına geldiğinde hollywood bağlantıları sayesinde kolayca kapabileceği ticari yönetmenlik işlerini kabul etmek yerine kendi kısa filmlerini çekmeyi tercih etti. bir yandan da reklam çekerek geçimini sağlıyordu. güney kaliforniya üniversitesi’nde ingilizce ve yaratıcı yazarlık bölümünde okuyan reitman, 2005 yılında gelen ilk uzun metraj filmi öncesi “in god we trust” ve “consent” gibi ödüllü kısa filmler çekti.

    christopher buckley’nin romanından uyarlanan ve senaristliğini de reitman’ın üstlendiği, “en iyi komedi/müzikal filmi” ve “en iyi erkek oyuncu” dallarında altın küre’ye aday olan ve ticari olarak da başarıya ulaşan “thank you for smoking” (sigara içtiğiniz için teşekkürler, 2005); bir yandan on iki yaşındaki oğluna kötü örnek olmamaya çalışırken diğer yandan toplumu sigaraya bağımlı kılmaya çalışan bir adamın hikayesini anlatıyordu. daha ilk filminden aaron eckhart, j.k. simmons ve maria bello gibi çok başarılı oyuncularla çalışma şansı yakalayan reitman, bu şansı sonuna kadar kullanarak ilk filminin altından başarıyla kalktı ve kendisine tanınan imkanların babasının torpili sayesinde gelmediğini kanıtlamış oldu.

    ancak reitman’ın mutlaka takip edilesi bir yönetmen mertebesine ulaşması ikinci filmiyle gerçekleşecekti. projeye dahil olan herkesi ihya eden ve bağımsız filmlerin çok iyi oldukları taktirde ticari olarak da büyük kazançlar elde edebileceğini ortaya koyan 2007 yapımı “juno”, alınmış büyük bir riskti. getirisi de bir o kadar büyük oldu. daha önce striptizcilik ve seks hattı operatörlüğü yapmış olan diablo cody’nin (gerçek adıyla brooke busey) ilk senaryosu olan “juno” kendisine en iyi orijinal senaryo dalında oscar ödülü kazandırdı. jason reitman’a da “en iyi yönetmen” oscar adaylığı getiren film, “en iyi film” ve “en iyi kadın oyuncu” dallarında da yarıştı. geçmişinde çok başarılı performanslar sergilemiş ellen page’in yıldızlaşmasına yol açan filmde, genç yaşında hamile kalan bir kızın doğacak bebeğini, dışarıdan mükemmel gözüken bir aileye evlatlık vermesi anlatılıyordu. amerika’da üzerine konuşulması çok riskli olan kürtaja da cesurca değinen film, konusundan ziyade diablo cody’nin kendine has üslubu ve yazdığı popüler kültür referanslarıyla dolu olağanüstü diyaloglarıyla ilgi çekti. başarılı bir yönetmen performansı ve üstün oyunculuklar da birleşince “juno” başarılması zor bir işi başararak yedi buçuk milyon dolarlık düşük bütçesine rağmen sadece amerika’da yaklaşık yüz elli milyon dolar hasılat yaptı.

    artık tüm gözler üzerine çevrilmiş olan reitman, bir sonraki filminden önce efsane televizyon programı “saturday night live”ın bir bölümünde yönetmenlik yaptı ve “the office” dizisinin iki bölümünü yönetti.

    2001 yılında basılmış olan “up in the air” (aklı havada) romanı reitman’ın dikkatini çekmeden önce çeşitli senaristlerin elinden geçmiş, ancak bir türlü çekilme aşamasına gelememişti. uyarlama senaryoya yeni bir versiyon yazan reitman, writers guild of america (amerikan yazarlar sendikası) tarafından verilen bir kararla yazarlık titrini daha önce senaryo üzerinde çalışmış olan sheldon turner ile paylaşmak durumunda kaldı. kimin senaryoya ne katkılar yaptığına dair yaşanmış ufak bir anlaşmazlık daha sonra tatlıya bağlandı ve iki isim filmin yazarlığını paylaşmaktan mutlu olduklarını çeşitli zamanlarda dile getirdiler. 2009 yılında vizyona giren ve “en iyi film”, “en iyi yönetmen”, “en iyi uyarlama senaryo”, “en iyi erkek oyuncu” (george clooney), “en iyi kadın oyuncu” (vera farmiga) ve “en iyi yardımcı kadın oyuncu” (anna kendrick) dallarında altı oscar adaylığı kazanan filmde, çalışanlarını işten çıkartmaya karar veren şirketlerin, bu işi onlar yerine yapsın diye tuttukları ryan bingham’ın şehir şehir gezerken kendi hayatındaki boşlukları doldurma mücadelesi anlatılıyordu.

    charlize theron’un kariyerinin en iyi performanslarından biriyle taçlandırdığı “young adult” (genç yetişkin, 2011) jason reitman ve diablo cody’nin ikinci kez bir araya geldiği film oldu. cody’nin artık imzası haline gelen diyalogları ve eksantrik karakterleriyle dolu filmde çok başarılı bir yönetmenlik performansı gösteren reitman, lise aşkını geri kazanmak için eski kasabasına geri dönen sorunlu “genç yetişkin” mavis gary’nin hikayesini anlattı. “herkes yaşlanır, ama herkes büyümez,” cümlesiyle akıllara kazınan “young adult” ödül törenlerinin ilgisini diğer reitman filmleri kadar çekmemiş olsa da, özellikle charlize theron ve patton oswalt’ın performanslarıyla akıllara kazındı ve yılın en iyi filmleri arasında gösterildi.

    kurduğu iki ayrı prodüksiyon şirketi aracılığıyla yapımcılık da yapan reitman’ın filmografisinde diablo cody tarafında yazılan kült film “jennifer’s body”, “chloe”, “ceremony” ve “jeff, who lives at home” gibi yapımlar var.

    reitman los angeles’ta düzenlediği senaryo okumalarıyla da çok ilgi çekiyor. “the breakfast club”, “shampoo”, “the apartment” ve “the princess bride” gibi filmlerin senaryolarını hollywood’un en gözde oyuncularının bir araya gelerek okuduğu şovları yöneten reitman; bu sayede natalie portman, steve carell, emma stone, bradley cooper ve kate hudson gibi oyuncularla çalışma şansını yakaladı.

    genç yaşta hamile kalmak, ekonomik kriz, sigara bağımlılığı gibi ciddi konulardan komedi çıkartmayı çok iyi başaran reitman, çektiği her yeni filminde çıtayı biraz daha yükselterek babasının gölgesi dışında, hollywood’da kendisine çok sağlam bir yer ediniyor.
  • tully'de de sade ve doğal bir iş çıkarmış bence.

    (bkz: tully/@karinca beli)
hesabın var mı? giriş yap